20 gün önce bir açık arttırmada, üzerinde “1 Lira” yazan bir kağıt parçası tam 40.000 Liraya satıldı.
“Vay canına, nasıl olmuş da bir yatırımcı bir kağıda 1 Lira yatırıp 40.000 katını kazanmış” demeyin; her işin bir püf noktası var; çünkü asıl “para” eden şey “bilgi”nin ta kendisi.
Yanda görmekte olduğunuz ve müzayede değeri 40.000 Lirayı bulan bu 1 Lira’yı çoğumuz yerde görsek eğilip almayabiliriz. Ama bu kağıt parçası, 1912 yılında Trablusgarb Harbi sırasında Enver Paşa’nın kendi elleriyle çizdiği bir paradır. Ordu Libya çöllerinde İtalyanlarla savaşırken ve İstanbul’dan yola çıkan erzak konvoyu Mısır’da vurulunca parasız-pulsuz kalınmışken, Enver Paşa’nın kendi parasını oturup kendi elleriyle çizmesinden başka bir seçeneği kalmamıştı. Paşa, gece boyunca uyumayıp bu paraları çizmiş ve ertesi gün hala bir cihan devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun bu gayrıresmi paraları ile orduya gerekli alışverişin yapılmasını sağlamıştı.
Değerli Şey Neden Değerlidir?
İşte bu yukarıda anlatılan hikayeyi bilenler, resmini de görenler, şimdi bir bit pazarına giderlerse gözlerini dört açabilirler. Çünkü asıl değerli olan şey o paranın üzerinde yatan tarihtir; göz yaşartacak kadar güzel ve alkışlanacak kadar zekice ve tamamıyla gerçek bir hikayedir; ve bu pek çok parçanın bir araya gelmesiyle oluşan değeri yaratan ana unsur o paradan günümüzde sadece bir veya birkaç tane kalmasıdır.
Yani mesela siz de kağıt paralar konusunu incelerseniz (ki zor değil, bunun kitapları, katalogları, koleksiyoncuları, dernekleri, toplantı yerleri var; ilgilenirseniz bu yazının en sonuna bir göz atın) hem anneannenizin çekmecesinde bulacağınız bir paranın değer edip etmediğini öğrenebilir; hem de belki de kimsenin bilmediği pek çok parayı ve hikayeyi bu keyifli araştırmacı-koleksiyonculuk alemine kazandırabilirsiniz.
Hangi Para Değerlidir?
Solda gördüğünüz bu para Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk kağıt parası. (“Kaime” de deniyor. Gayme lafı buradan gelir) O zamana kadar sadece altın, gümüş, bakır gibi değerli metallerden yapılan paralara alışmış halk 1840 yılında bu ilk “kağıt para” çıktığında “acaba bizimle dalga mı geçiliyor?” diye sormuş, kağıt parayı pek de benimseyememişti. Bu nedenle bu paraları kullandırmaya özendirmek için kağıt paralara faiz verilmesi fikri ortaya atılmıştı. Resimdeki para 100 Kuruş değerinde ve elinde bulundurana her sene %12,5 faiz kazandıran bir kaimedir. Tabii dikkat ederseniz şunu farkedeceksiniz; bu ilk kağıt paralarımız baskıyla çoğaltılmamış, hepsi elle yazılmıştır. Üstelik yatay değil dikinedir. Bu resimde gördüğünüz para bugün dünyadaki tek örnek olduğu için değer biçmek öyle pek de kolay bir iş değildir. Ama sizin bir yerlerde -mesela anneannenizin evindeki bir çekmecede veya bu hafta sonu gideceğiniz bir antikacı çarşısında- bunlardan bir tomar bulamayacağınızı kimse bilemez. Genelde bu tip keşifler sahaflar çarşısındaki eski kitapların sayfaları arasında yapılır ve 100 sene önce basılmış bir kitabın sayfa araları insanı şaşırtabilecek sürprizler saklar.
Tabii ki değerli olan paralar sadece elle yazılanlar değildir. Mesela şu gördüğünüz 1 Osmanlı Lirası 1890 yılında basılmıştır. Üzerinde Türkçe, Ermenice, Rumca ve Fransızca olmak üzere 4 lisanda “1 Lira” yazmaktadır; 25.000 adet olarak piyasaya sürülmüş olan bu paralar, tedavülden kalktıklarında 162 adedi bankaya geri dönmemiştir. Yani çok nadir olan bu 1 Lira’dan bulursanız hemen bize getirin, şu dakika itibarıyla 1 Liranıza hemen 4.000 Lira verelim. (4.000 Lira fiyatı beğenmezseniz bu yazının en altında bu işin ticaretiyle uğraşan bazı dükkanların telefonları var, onları da arayabilirsiniz.)
Bu 1 Pound’lar ise İngilizler tarafından 1915 yılında Çanakkale Savaşı kazanıldıktan sonra İstanbul’da tedavüle verilmek üzere basılmış ve tabii ki (tahmin ettiğiniz gibi) piyasaya sürülemeyip tıpış tıpış İngiltere’ye geri dönmüştür. Bugün pek az örneği geride kalıp çoğu imha edildiğinden dolayı çok nadirdir ve pek çok koleksiyoncunun rüyalarını süsler. Yani bu gördüğünüz 1 Pound gazetede yazan bugünkü kura göre 3,5 TL değil, o yazan kurun 500 ila 1000 katı değerdedir, temizliğine / çilliğine göre.
Bir paraya değerli denebilmesi için çok çok eski dönemlerden kalmış olması gerekmez. (1) Sıradan paralar bugün milyonlarca adet basıldıkları için o paranın değerli olması için üzerinde onu diğerlerinden ayıran bir özellik olması gerekir; (2) Değerli paranın koleksiyona koymaya değer “çil”likte olması gerekir. Mesela yandaki 20 Lira 1970’lerden kalmadır, ve diğer tüm 20TL’lerin seri numarası 8 rakamlı iken bu paranın seri numarasının 7 rakamlı olması onu diğerlerinden 20 kat daha değerli yapmaktadır.
Bunun dışında bazı paraları diğerlerinden ayıran üzerlerindeki bazı baskı farklarıdır. Küçük farklara “varyasyon”, büyük ve önemli farklara (daha doğrusu olmaması gereken unsurlara) “erör” yani “hata” denir. Hatalı paralardan bazıları çok ilgi çekici olabilir. mesela yanda gördüğünüz 5 Liramızın üst seri numarası (….56) ile alt seri numarası (…57) birbirinden farklıdır.
Genelde hatalı paralar enflasyon dönemlerinde banknot matbaalarının durmaksızın çalıştığı yoğun dönemlerde gözden kaçarak piyasaya verilirler. Bakın bu 100 Lira da aynı dönemdendir ve üstteki 5 Lira gibi bu paranın da seri numaraları birbirinden farklıdır; (üst seri numarası …34, alt seri numarası …35 şeklindedir). Bu durum bu parayı diğerlerinden daha değerli yapmaktadır. Peki sizce kaç kişi eline geçen paraların seri numaralarına bakar? Yani hazine bulmak için o pazar senin bu çarşı benim dolaşmaya gerek yoktur. Şimdi mesela cebinizdeki paraları çıkarıp bakın bakalım size de ikramiye isabet etmiş mi?
Hata dediğiniz şey sadece numara gibi görmesi zor yerlerde olmaz. Bazen hata “DAN!!!” diye karşınıza çıkar. Mesela yanda gördüğünüz paramızın üzerinde Atatürk resmi olmaması politik bir nedenden kaynaklanmayıp, tamamen o para basılırken Atatürk portresini oluşturan renklerde mürekkebin bitmesinden kaynaklanmaktadır. Bu para bu şekilde piyasaya sürülmüş olup, şu an mutlu bir koleksiyonerin koleksiyonunu süslemektedir.
Öte yandan 1 parada hiç Atatürk bulunmaması nasıl imkansızsa, 1 parada 2 Atatürk bulunması da imkansızdır diyorsanız şu paraya bakın. Banknot matbaasında paralar bir tabaka üzerine onlarcası yanyana olmak üzere basılır, daha sonra giyotinle kesilerek birbirlerinden ayrılır ve destelenirler. Fakat o tabaka giyotine girmeden önce eğer yanlışlıkla katlanır ve öylece kesilirse dikdörtgen olmayan paralar piyasaya sürülebilir. Bu gördüğünüz ucube para da kesimden önce tabakası katlandığı için kesime katlı olarak girmiş, otomatik olarak kesilen para otomatik olarak destelenmiş ve piyasaya sürülmüş. Bu parayı bulan kişi paranın düğün davetiyesi gibi açıldığını görünce çok şaşırmış, 2 Atatürk’lü nadir bir para olarak güzelce bir değer ettiğini görünce de bir müzayedede satarak iyi para kazanmış olmalı.
Konu hep kağıt para etrafında dönmesin; buyurun bir de madeni para. Darphanede makine bu pulun üzerinde 1989 yılında 2 hatalı baskı yapmış. Görsellik olarak güzel bir eser ortaya çıkmış. Ama her nasıl olduysa bu tekrardan eritilmesi gereken para yanlışlıkla piyasaya sürülmüş ve bugün bir koleksiyoncunun gururla sergilediği paralarından biri haline gelmiş. Yani benzersiz bir hatadan benzersiz bir değer yaratılmış.
Sonuçta dikkat ederseniz nadir olan, görselliği olan, hikayesi olan her şey değerli. Tabii ki “değer” kelimesi göreceli. “Değer”in ne “rakam” ettiği genellikle ya bir pazarlık sonucu, ya da bir müzayede tokmağı indiğinde belli oluyor. Ama değerli bir hazineye ulaşmak için bazen sadece elinizi cebinize atıp cüzdanınızdaki paralara (arada bir de olsa) dikkatlice bakmanız bile yeterli olabiliyor.
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN:
1) Dernekler:
– Türk Nümismatik Derneği, (212) 234 22 68
– İzmir Nümismatik Derneği, (232) 484 01 57
– İsfila Derneği, (212) 232 99 26-27
– Collection Club, (216) 349 27 50
– IBNS, International Bank Note Society
2) Müzayede Organizasyonları & Alım-Satım:
– Pera Mezat, Beyoğlu-İstanbul (212) 293 11 16
– Osmanlı Nümismatik, Kadıköy-İstanbul (216) 550 93 13
– Doğan Koleksiyon, Kızılay-Ankara (312) 418 74 11
– Tekin Nümismatik, Nişantaşı-İstanbul (212) 296 46 43
– Burak Nümismatik, Nişantaşı-İstanbul (212) 225 27 88
– Vedat Duman, Kızılay-Ankara (312) 419 35 73
– Can Shop, Beyoğlu-İstanbul (212) 249 32 80
– Rumeli Müzayede, Çukurcuma-İstanbul (212) 249 65 64
3) Süreli Yayınlar:
– Para 2013 (Güvendik Fişekçioğlu)
– Paralar 2013 (Necati Doğan)
– Dünya Paraları (Krause Publications)
– Jeton Fiş ve Markalar 2013 (Osmanlı Nümismatik)
– Anadolu Nümismatik Bülteni (Osmanlı Nümismatik)
– Collection Dergisi (Colection Club)
4) Diğer:
– Darphane, Beşiktaş-İstanbul
– T.C.M.B., Ulus-Ankara
– Osmanlı Bankası, Galata-İstanbul